TALHA B. UBEYDULLAH (r.a)
Talha b. Ubeydullah b. Osman b. Amr b. Sa'd b. Teym b. Mürre
b. Katb b. Lüeyy b. Gâlib el-Kuraşî et-Teymî. Künyesi, Ebu Muhmmed'dir.
Talha, Cennetle müjdelenen on kişiden biri, İslâm'a giren ilk
sekiz kişiden ve Hz. Ebubekir aracılığıyla müslüman olan beş kişiden biridir.
Ayrıca, halife seçimini gerçekleştirmeleri için oluşturulan altı kişilik Ashab-ı
,Surâ arasında yer almış meşhur bir sahâbdir. Annesi, es-Sa'be bint Abdillah b.
Mâlik el-Hadramiyye'dir (İbn Hişam, "es-Sîretü'n-Nebeviyye", I, 251, Mısır 1955;
el-Askalânî, "el-İsâbe fî Temyîzi's-Sahâbe", III, 290;İbnü'l-Esîr, "Üsdü'l-Ğâbe
fî Ma'rifeti's-Sahâbe", III, 85 vd. 1970).
Rivayete göre, Talha b. Ubeydullah, Busra panayırında
bulunduğu bir sırada, oradaki bir manastırın rahibi: "Sorun bakayım, bu panayır
halkı arasında, ehl-i Harem'den bir kimse var mı?" diye seslenir. Talha da:
"Evet var! Ben Mekke halkındanım" diye cevap verir. Bunun üzerine rahip: "Ahmed
zuhur etti mi?" diye sorar. Talha: "Ahmed de kim?" der. Rahip: "Abdullah b.
Abdulmuttalib'in oğludur. Bu ay O'nun çıkacağı aydır. O, peygamberlerin
sonuncusudur. Haremden çıkarılacak; hurmalık, taşlık ve çorak bir yere hicret
edecektir. Sakın O'nu kaçırma" der.
Rahibin söyledikleri Talha'nın kalbine yer eder. Oradan
alelacele ayrılarak Mekke'ye döner ve yakında herhangi bir olayın meydana gelip
gelmediğini sorar. Abdullah'ın oğlu Muhammedü'l-Emîn'in peygamberliğini ilan
etmiş oldûğunu ve Ebubekir'in de O'na tabi olduğunu öğrenir. Hemen Ebubekir'in
yanına vararak rahibin anlattıklarını haber verir. Sonunda her ikisi birlikte
Resulullah (s.a.v.)'a giderler. Talha oracıkta müslüman olur. (İbn Sa 'd, "et-
Tabakâtü'l Kübrâ", III, 215, Beyrut; el-Askalânî, a.g.e., III, 291).
Birçok müslüman gibi, Talha b. Ubeydullah da İslam'a
girdikten sonra müşriklerin eziyetlerine maruz kalmış, ama yolundan dönmemiştir.
İslam'ın azılı düşmanlarından Nevfel b. Huveylid, Talha'nın müslüman olduğunu
duyunca, Ebubekir'le onu bir iple biribirlerine bağlamış, uzun süre iplerini
çözmemiş, Teymoğulları da bu duruma seyirci kalmışlardır. (İbn Hişam, a.g.e., I,
709; el-Askalânî, a.g.e., III, 291; İbnü'l-Esîr, a.g.e., III, 86).
Talha ile Zübeyr müslüman olunca, Resulullah (s.a.v.) onları
kardeş ilan etti. Hicretten sonra da Medine'de, Talha ile Ubeydullah b. Ka'b'ı,
başka bir rivayete göre ise Talha ile Saîd b. Zeyd'i kardeş ilan etmişti.
Talha, Bedir savaşına iştirak etmemesine rağmen Resulullah
(s.a.v.) kendisine ganimetten pay vermiştir. Kimi rivayetlere göre, bu sırada
ticaret için Şam'da bulunuyordu. Akla daha yatkın olan bir başka rivayete göre
ise, Kureyş kervanı hakkında bilgi toplamak üzere, Resulullah (s.a.v.)
tarafından Şam yoluna gönderilmişti. Nitekim, dönüşte Talha'nın ganimetten pay
istemesi bunu gösteriyor (İbn Sa'd, a.g.e., III, 216; İbnü'l-Esîr, a.g.e., III,
86).
Bedir'den sonraki birçok savaşa katılmıştır. Uhud günü
Peygamber (s.a.v.)'i kahramanca müdafaa etmiş, O'na bir şey olmasın diye atılan
oklara, indirilen kılıç darbelerine karşı vücudunu siper etmiştir. Sonuçta
birçok kılıç ve ok yarası almış, aldığı yara neticesi bir kolu çolak kalmış,
yine Resulullah'ı müdafaadan geri durmamıştır (İbn Hişam, a.g.e., II, 80; İbnü'l
Esîr, a.g.e., III, 86; el-Askalânî, a.g.e., III, 291).
Hz. Osman'ın şehid edilmesinden sonra, müslümanların büyük
bir kısmının Hz. Ali'ye bey'at ettiğini biliyoruz. Bu bey'atte bulunanlardan
biri de Talha b. Ubeydullah'tır. Ancak, bey'atten kısa bir süre sonra, Talha ile
Zübeyr ibnü'l-Avvam'ın, Hz. Ali'ye karşı çıkan Hz. Âîşe'nin yanında yer
almışlardır. Neticede ez-Zübeyr, Hz. Ali'ye karşı çıktığına pişman olarak savaş
meydanını terketmiştir. Talha ise mücadeleye devam etmiş, nihayet Cemel günü (h.
36), Mervan b. Hakem tarafından öldürülmüştür. Vefat ettiği zaman tahminen 60-64
yaşlarındaydı (İbn Hişam, a.g.e., 1, 251; İbn Sa'd, a.g.e., III, 224; İbnü'l-Esır,
a.g.e., 111, 87; el-Askalânî, a.g.e., 111, 292; İbn Cerîr, Tarîhü'l-Ümemi
ve'lMülûk, XI, 50' Beyrut).
Talha, Peygamber Efendimizin bacanağıydı. Hanımlarından dört
tanesi Resulullah (s.a.v.)'ın zevcelerinin kız kardeşleriydi. Bunlardan Ümmü
Gülsüm, Hz. Âîşe'nin; Hamne, Zeynep bint Cahş'ın; el-Fâria, Ümmü Habibe'nin ve
Rukiyye, Ümmü Seleme'nin kızkardeşi idi (el-Askalânî, a.g.e., III, 292).
Talha b. Ubeydullah'ın, onbiri erkek, ikisi kız olmak üzere
onüç çocuğu vardı. Erkek çocukların herbirine bir peygamber ismi vermişti.
Bunlar: es-Seccâd diye bilinen ve Cemel vak'asında babasıyla birlikte öldürülen
Muhammed, İmran, Musa, Ya'kub (Harre günü öldürüldü), İsmail, İshak, Zekeriyyâ,
Yusuf, İsâ, Yahya, Salih idi. Kızları ise Aişe ve Meryem idi (İbn Sa'd, a.g.e.,
III, 214; İbn Hişam,.a.g.e., 1,-307).
Talha, doğrudan Resulullah (s.a.v.)'dan rivayette bulunduğu
gibi, Hz. Ebubekir'le Hz. Ömer'den de hadis nakletmiştir. Kendisinden de,
oğulları; Yahya, Musa ve İsa ile Kays b. Ebi Hâzım, Ebu Seleme b. Abdirrahman,
el-Ahnef, Mâlik b. Ebî Âmir ve başkaları rivayet etmişlerdir (İbn Sa'd, a.g.e.,
III, 219; el-Askalânî, a.g.e., 111, 290).
Talha; orta boylu, geniş göğüslü, geniş omuzlu ve iri ayaklı
idi. Esmer benizli, sık saçlı fakat saçları ne kısa kıvırcık ne de düz ve
uzundu. Güler yüzlü, ince burunlu idi. Saçlarını boyamazdı. Yürüdüğü zaman
sür'atli yürür, bir yere yöneldiği vakit tüm vucudu ile dönerdi (İbn Sa'd,
a.g.e., 111, 219; el-Askalânî, a.g.e., 111, 291).
Ashâbın zenginlerindendi. Zengin olduğu kadar da cömertti.
Cömertliği sebebiyle kendisine "el-Fayyâd" denirdi. Vefat ettiği zaman, miras
olarak bir hayli gayrimenkul, nakit para ve değerli eşya bırakmıştır. Rivâyete
göre gayri menkullerinin tutarı otuz milyon dirhem, nakitlerinin tutarı iki
milyon ikiyüz dirhem ve ikiyüz bin dinar idi. Sadece Irak'tan gelen yıllık
geliri yüzbin dirhem civarındaydı (İbn Sa'd, a.g.e., 111, 221 vd.; İbnü'l-Esîr,
a.g.e., 111, 85).